-
1 محتال
Iمُحْتال1. kalpazan2. oyuncuAnlamı: düzenci, hileci3. numaracı4. avantacıAnlamı: çıkarcı, beleşçi, bedavacı5. üçkâğıtçıAnlamı: yalancı, dolandırıcı, hileci olan kimse6. düzenbazAnlamı: düzenci, hileci7. kalleş8. madrabazAnlamı: hile yapan9. kurnazAnlamı: açık göz10. sinsi11. üfürükçü12. şarlatanAnlamı: dolandırıcı13. dubaracıAnlamı: oyunla, düzenle iş gören kimseIIمُحْتَال1. kalpazan2. hinoğluAnlamı: çok kurnaz3. oyuncuAnlamı: düzenci, hileci4. aldatıcıAnlamı: yanıltıcı, kandırıcı5. avantacıAnlamı: çıkarcı, beleşçi, bedavacı6. üçkâğıtçıAnlamı: yalancı, dolandırıcı, hileci olan kimse7. düzenbazAnlamı: düzenci, hileci8. madrabazAnlamı: hile yapan9. kurnazAnlamı: açık göz10. hinoğluhinAnlamı: çok kurnaz11. üfürükçü12. dubaracıAnlamı: oyunla, düzenle iş gören kimse -
2 خداع
Iخِدَاع1. kalpazanlıkAnlamı: kalpazan olma durumu2. üçkâğıtçılıkAnlamı: yalancılık, dolandırıcılık3. entrika4. kalleşlikAnlamı: kalleş olma durumu5. sinsilikAnlamı: sinsice davranış6. mandepsiAnlamı: tuzak, oyun7. dalavereAnlamı: yalan dolanla gizlice görülen kötü ış, gizli oyun8. desiseAnlamı: aldatma, hile, entrikaIIخَدَّاع1. hinoğluAnlamı: çok kurnaz2. kalpazan3. sahtekârAnlamı: sahteci4. sahteciAnlamı: sahteci5. aldatıcıAnlamı: yanıltıcı, kandırıcı6. avantacıAnlamı: çıkarcı, beleşçi, bedavacı7. numaracı8. üçkâğıtçıAnlamı: yalancı, dolandırıcı, hileci olan kimse9. düzenbazAnlamı: düzenci, hileci10. kurnazAnlamı: açık göz11. madrabazAnlamı: hile yapan12. kalleş13. hinoğluhinAnlamı: çok kurnaz14. yanıltıcıAnlamı: yanıltma özelliği olan15. illüzyonistAnlamı: göz bağcı16. üfürükçü17. şarlatanAnlamı: dolandırıcı -
3 ألمعي
أَلْمَعِيّ1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse3. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse4. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı5. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse6. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse -
4 بصير
بَصِير1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. bilir kişiAnlamı: belirli bir konudan iyi anlayan3. anaçAnlamı: deneyli, bilgili, kurnaz4. erbapAnlamı: bir işi iyi yapan kimse5. sağgörülüAnlamı: basiretli6. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse7. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse8. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı9. eksperAnlamı: uzman, bilirkişi10. âlimAnlamı: bilgin11. arifAnlamı: çok anlayışlı ve sezgili kişi12. kompetanAnlamı: uzman, yetkili13. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse14. emektar15. açıkgöz16. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse -
5 ذكي
ذَكِيّ1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. kokuluAnlamı: güzel kokan3. sağgörülüAnlamı: basiretli4. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse5. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse6. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı7. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse8. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse9. açıkgöz -
6 فاطن
فاطِن1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. sağgörülüAnlamı: basiretli3. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse4. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse5. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı6. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse7. açıkgöz8. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse -
7 فطن
فَطِن1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. sağgörülüAnlamı: basiretli3. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse4. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı5. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse6. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse7. açıkgöz -
8 فطين
فَطِين1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. sağgörülüAnlamı: basiretli3. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse4. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse5. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı6. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse7. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse8. açıkgöz -
9 لوذعي
لَوْذَعِيّ1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. sağgörülüAnlamı: basiretli3. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse4. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse5. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı6. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse7. açıkgöz8. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse -
10 ماكر
Iماكَرَ1. sahteciAnlamı: sahteci2. sahtekârAnlamı: sahteci3. avantacıAnlamı: çıkarcı, beleşçi, bedavacı4. üçkâğıtçıAnlamı: yalancı, dolandırıcı, hileci olan kimse5. düzenbazAnlamı: düzenci, hileci6. madrabazAnlamı: hile yapan7. üfürükçü8. dubaracıAnlamı: oyunla, düzenle iş gören kimseIIماكِر1. hinoğluAnlamı: çok kurnaz2. avantacıAnlamı: çıkarcı, beleşçi, bedavacı3. kurnazAnlamı: açık göz4. hinoğluhinAnlamı: çok kurnaz5. sinsi6. dalavereci -
11 مبصر
مُبْصِر1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. bilir kişiAnlamı: belirli bir konudan iyi anlayan3. erbapAnlamı: bir işi iyi yapan kimse4. sağgörülüAnlamı: basiretli5. anaçAnlamı: deneyli, bilgili, kurnaz6. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse7. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse8. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı9. eksperAnlamı: uzman, bilirkişi10. âlimAnlamı: bilgin11. malumatlıAnlamı: bilgili12. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse13. kompetanAnlamı: uzman, yetkili14. açıkgöz15. emektar16. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse -
12 متبصر
مُتَبَصِّر1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. öngörülüAnlamı: bir işin ilerisini kestirebilen3. sağgörülüAnlamı: basiretli4. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse5. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı6. arifAnlamı: çok anlayışlı ve sezgili kişi7. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse8. açıkgöz9. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse -
13 متنبه
مُتَنَبِّه1. açıkgöz2. sabahçıAnlamı: uyumadan sabahı bulan kimse3. dikkatliAnlamı: dikkat eden4. uyanıkAnlamı: uyanmış, uyumamış5. jandarmaAnlamı: mecazen açık göz -
14 متوق
مُتَوَقٍّ1. açıkgöz2. ihtiyatlıAnlamı: ölçülü davranan, sakıngan3. dikkatliAnlamı: dikkat eden4. uyanıkAnlamı: uyanmış, uyumamış5. jandarmaAnlamı: mecazen açık göz -
15 متيقظ
مُتَيَقِّظ1. açıkgöz2. ihtiyatlıAnlamı: ölçülü davranan, sakıngan3. dikkatliAnlamı: dikkat eden4. uyanıkAnlamı: uyanmış, uyumamış5. ayıkAnlamı: anlayışlı, uyanık, kendine gelmiş6. jandarmaAnlamı: mecazen açık göz -
16 محتاط
-
17 مستبصر
مُسْتَبْصِر1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. sağgörülüAnlamı: basiretli3. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse4. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı5. arifAnlamı: çok anlayışlı ve sezgili kişi6. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse7. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse8. açıkgöz -
18 منتبه
مُنْتَبِه1. açıkgöz2. dikkatliAnlamı: dikkat eden3. uyanıkAnlamı: uyanmış, uyumamış4. jandarmaAnlamı: mecazen açık göz -
19 نبه
Iنَبَّهَ1. ayıltmakAnlamı: ayılmasını sağılmak2. bilinçlendirmekAnlamı: bilinçli duruma getirmek3. uyandırmakAnlamı: uyanmasına yol açmakIIنَبُهَtanınmakAnlamı: kim olduğu bilinmekنَبِه1. uyanıkAnlamı: açık göz, becerikli, zeki2. sağgörülüAnlamı: basiretli3. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse4. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse5. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı6. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse7. açıkgöz8. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimseIVنُبْه1. kafaAnlamı: anlama kabiliyeti, zeka2. taktAnlamı: yerinde konuşma, davranma3. sağgörüAnlamı: gerçekleri görebilme yeteneği4. basiretAnlamı: doğru görüş, uzağı görüş5. dehaAnlamı: insan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek kerte6. zekâvetAnlamı: çabuk anlama ve kavrama, zekâ7. zekâAnlamı: anlak, dirayet, zeyreklik, feraset -
20 يقظ
يَقِظ1. açıkgöz2. ihtiyatlıAnlamı: ölçülü davranan, sakıngan3. dikkatliAnlamı: dikkat eden4. uyanıkAnlamı: uyanmış, uyumamış5. jandarmaAnlamı: mecazen açık göz
- 1
- 2
См. также в других словарях:
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz atmak — kısa bir süre, fazla dikkat etmeden bakıvermek İhtiyar kadın ara sıra memurun açık kapısı önünden geçerken içeriye bir göz atıyor... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz açıklığı — is. Gözü açık olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekçe — yüze karanlı ve tire gören, mutehayyir, açık göz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyiğ — deb, eyi, huşyar, açık göz, kendine gelmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
EJİR — f. Akıllı, uyanık, açık göz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ALENİYYE — Açık, aleni, göz önünde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mehmet Akif Ersoy — Nom de naissance Mehmet Ragif Naissance 20 décembre 1873 İstanbul, Empire ottoman Décès 27 décembre 1936 (à 63 ans) İstanbul, Turquie Nationalité … Wikipédia en Français
Mehmet Akif Ersoy — Mehmet Âkif Ersoy (1873 27 de diciembre de 1936) fue un poeta turco. Escribió la letra del Himno Nacional Turco, İstiklâl Marşı (Marcha de la Independencia) – que fue adoptado en 1921. La letra fue en un principio escrita como poema en una… … Wikipedia Español
açıklık — is., ğı 1) Açık olma durumu, aleniyet 2) Uzaklık, mesafe 3) Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer 4) Boş ve geniş yer 5) Bir yerin uzaklara kadar bakılabilecek ve bakanın içinde ferahlık doğuracak durumda olması Kırlardaki açıklık insanı dinlendirir.… … Çağatay Osmanlı Sözlük